bencede
New member
15 Temmuz 2016.
Saat 00.00’da yıllık müsaadesi başlıyordu.
Akçay’da eşiyle yürüyüş yaparken 22.42’de Tugay’ın nöbetçi Amiri aradı. “Komutanım Genelkurmay’dan ‘acil’ koduyla bir bildiri geldi Tugaya gelmeniz gerekiyor” dedi.
Akçay’dan çabucak yola çıktı.
23.00 sularında Edremit’e vardı. Tam bu sırada 3. Ordu Kumandanı Orgeneral Abdullah Recep arayarak “Nihayet Paşam Tugaya git ve Tugayına sahip çık” dedi.
23.35’te Edremit 19’uncu Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı’na ulaştı.
Makam odasına girdi ve darbecilerden gelen kelamda sıkıyönetim iletisi önüne geldi.
Bildirisi okurken Bergama’daki Tank Tabur Küme vazife Kumandanı arayarak “Komutanım bu gelen bildiri nedir?” diye sordu.
“EMİRLERİ EGE ORDU KOMUTANI’NDAN ALIYORUZ”
FETÖ’cü darbe teşebbüsünün akabinde 16 Temmuz 2016’da tutuklanan ve 31 Mart 2022 tarihinde tahliye edilen eski 19’uncu Motorlu Piyade Tugay Kumandanı Tuğgeneral Nihayet Ünlü için 15 Temmuz gecesi bu biçimde başlamıştı.
Odatv’ye konuşan Nihat Ünlü o gece yaşananları şöyleki anlattı:
“Tabur kumandanlarına Ordu Kumandanı Abdullah Recep ile görüştüğümü ve muhakkak dışarı çıkılmayacağı talimatını saat 00.05’te verdim. Ordu Komutanlığının darbe aksisi resmi buyruğu Tugay karargâhına 03.39’da geldi. Buyruk gelir gelmez yazılı olarak da tüm bağlı birliklere şahsen kendim geçtim. 04.50’de Ege Ordu Karargâhı Kurmayı Lideri darbeci eski Tümgeneral Memduh Hakbilen aradı. Bergama Tank Tabur nazaranv Kuvveti’nin İzmir’e intikal buyruğunu verdi.”
“SENİNLE SABAH GÖRÜŞECEĞİZ”
Mahkeme kayıtlarına şahit sözleriyle de giren bu görüşmeyi anlatmaya Nihayet Ünlü şöyle devam etti:
“Memduh Hakbilen’e ‘Ordu Kumandanı sizin üzere düşünmüyor. Birliklerden çıkış buyruğu olmayacak’ karşılığını verdim. Ege’de darbeye katılan en yüksek rütbeli FETÖ’cü general buyruğu yenidenladı: ‘Ordu kumandanı Ankara’dan gelen buyrukları dinlemiyor. Birliklere çıkış buyruğu verin!’
Hakbilen’e tekrar ‘Biz Ege Ordu Komutanı’na bağlıyız ve birlikleri dışarı çıkarmayacağız’ dedim.
Sabaha karşı 05.00 sularında Memduh Hakbilen bir daha arayarak ‘Emri verdin mi askerler çıkıyor mu?’ diye sordu.
‘Hayır’ dedim.
‘Derhal buyruk ver’ dedi.
‘Ordu kumandanı ile görüştüm ve bu buyruğu vermeyeceğim’ diye yineladım.
‘Ordu Kumandanı Ankara’dan gelen bildirileri dinlemiyor. Seninle sabah görüşeceğiz’ dedi.”
EGE’DE ÇARPIŞAN BİLDİRİLER
Saat sabaha karşı 05.00 sularında Ege Ordu Komutanlığı’nın darbe zıddı buyruğu darbecilerin denetimini ele geçirdiği Ankara’da bulunan Kara Kuvvetleri Harekât Merkezi’ne ulaştı. Ege’de darbeciler kaybediyordu.
Nihayet Ünlü anlatıyor:
“Kara Kuvvetleri Harekât Merkezi’nden o sırada ‘Ege Ordu Komutanlığı’nı dikkate almayın. Buradan gelen buyruklara uyun’ diye kelamda sıkıyönetim bildirisi geldi. Bildirinin altında darbeci Erhan Caha imzası bulunuyordu. Bu buyruğu de dikkate almadık. Ege Ordu Komutanlığı’na bağlılığımızı bildirdik.
Saat 05.30’da İzmir Kara Havacılık Okulu’ndaki 3 helikopterin olmadığı haberi geldi.
Memduh Hakbilen’in ‘Sabah görüşeceğiz’ tehdidi aklıma geldi. Helikopterlerin Tugaya gelme ihtimali üzerine makineli tüfekleri bir taarruza karşı hazırlattım.
Edremit, Burhaniye, Ayvalık ve Bergama’da tek bir asker dışarıya çıkmadı.
Tugayda hiç bir harekât olmadığını saat 06.00 sularında Ordu Kumandanına bildirdim.
Ordu Kumandanı ‘Atatürk’ün Tugayı bu biçimde olacak’ dedi. (19’uncu Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nda komuta ettiği 19. Piyade Tümeni’nin devamı kabul ediliyor.)”
TUTUKLULUK VE CEZAEVİ
Nihayet Ünlü, kelamda sıkıyönetim direktifinde nazaranvinin karşısında “devam” yazdığı için 18 Temmuz’da tutuklanarak Balıkesir Kepsut Cezaevi’ne gönderildi.
28 Eylül 2016’da Bandırma, 20 Ocak 2017’de Aliağa Cezaevi’ne nakledildi.
Aralık 2019’da istinaf savcısı beraatını istedi. Mahkeme tarafınca ağrılaştırılmış müebbet cezası onandı.
Temyiz edilen sonucu Yargıtay 31 Ekim’de bozdu ve tahliyesine karar verdi.
Duruşmalar esnasında Ege’de darbeye katılan en yüksek rütbeli durumundaki eski tümgeneral Memduh Hakbilen, “Hakkınızı helal edin” dedi.
TAHLİYE OLUNCA ANITKABİR’E GİTTİ
5 yıl, 8 ay, 15 gün daha sonra 31 Mart’ta tahliye edilen Nihayet Ünlü “Bugün vatana millete bağlılığımda hiç bir azalma yok” diyerek FETÖ’nün eli kanlı bir terör örgütü olduğunun ve ülkeye büyük ziyan verdiğinin altını çizdi.
31 Mart’ta akşam saatlerinde hücresine gelen bir infaz memurundan tahliye haberini alan Nihayet Ünlü o an yaşadıklarını şöyleki anlattı:
“İnfaz memuru tahliye edildiğim bilgisini verdi. Ben ‘nakil’ olarak anladım ve o denli bir talebim olmadığını söylemiş oldum. ‘Nakil değil, tahliye’ dedi. Odamı toparladım ve Aliağa’ya geçtim. Biletin telefonuma bildiri olarak geleceğini söylemiş olduler. Telefonum olmadığı için eşimin numarasını verdim. Bildiri eşime gidince inanamamış.
Otobüste bir adamdan ‘Ben cezaevinden yeni çıktım, eşime haber verebilir miyim’ diye telefonunu rica ettim. Eşime tahliye olduğumu söylemiş oldum. Sabah Ankara Otogar’da eşim, oğlum ve kızım karşıladı.
Ankara’ya gidince meskende kahvaltı yaptıktan daha sonra ailecek Anıtkabir’e gittik. Cezaevine girerken evlilik yüzüğümü eşime vermişler. Eşim Atatürk’ün huzurunda yüzüğümü bir daha taktı.”
Ersin Eroğlu
Saat 00.00’da yıllık müsaadesi başlıyordu.
Akçay’da eşiyle yürüyüş yaparken 22.42’de Tugay’ın nöbetçi Amiri aradı. “Komutanım Genelkurmay’dan ‘acil’ koduyla bir bildiri geldi Tugaya gelmeniz gerekiyor” dedi.
Akçay’dan çabucak yola çıktı.
23.00 sularında Edremit’e vardı. Tam bu sırada 3. Ordu Kumandanı Orgeneral Abdullah Recep arayarak “Nihayet Paşam Tugaya git ve Tugayına sahip çık” dedi.
23.35’te Edremit 19’uncu Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı’na ulaştı.
Makam odasına girdi ve darbecilerden gelen kelamda sıkıyönetim iletisi önüne geldi.
Bildirisi okurken Bergama’daki Tank Tabur Küme vazife Kumandanı arayarak “Komutanım bu gelen bildiri nedir?” diye sordu.
“EMİRLERİ EGE ORDU KOMUTANI’NDAN ALIYORUZ”
FETÖ’cü darbe teşebbüsünün akabinde 16 Temmuz 2016’da tutuklanan ve 31 Mart 2022 tarihinde tahliye edilen eski 19’uncu Motorlu Piyade Tugay Kumandanı Tuğgeneral Nihayet Ünlü için 15 Temmuz gecesi bu biçimde başlamıştı.
Odatv’ye konuşan Nihat Ünlü o gece yaşananları şöyleki anlattı:
“Tabur kumandanlarına Ordu Kumandanı Abdullah Recep ile görüştüğümü ve muhakkak dışarı çıkılmayacağı talimatını saat 00.05’te verdim. Ordu Komutanlığının darbe aksisi resmi buyruğu Tugay karargâhına 03.39’da geldi. Buyruk gelir gelmez yazılı olarak da tüm bağlı birliklere şahsen kendim geçtim. 04.50’de Ege Ordu Karargâhı Kurmayı Lideri darbeci eski Tümgeneral Memduh Hakbilen aradı. Bergama Tank Tabur nazaranv Kuvveti’nin İzmir’e intikal buyruğunu verdi.”
“SENİNLE SABAH GÖRÜŞECEĞİZ”
Mahkeme kayıtlarına şahit sözleriyle de giren bu görüşmeyi anlatmaya Nihayet Ünlü şöyle devam etti:
“Memduh Hakbilen’e ‘Ordu Kumandanı sizin üzere düşünmüyor. Birliklerden çıkış buyruğu olmayacak’ karşılığını verdim. Ege’de darbeye katılan en yüksek rütbeli FETÖ’cü general buyruğu yenidenladı: ‘Ordu kumandanı Ankara’dan gelen buyrukları dinlemiyor. Birliklere çıkış buyruğu verin!’
Hakbilen’e tekrar ‘Biz Ege Ordu Komutanı’na bağlıyız ve birlikleri dışarı çıkarmayacağız’ dedim.
Sabaha karşı 05.00 sularında Memduh Hakbilen bir daha arayarak ‘Emri verdin mi askerler çıkıyor mu?’ diye sordu.
‘Hayır’ dedim.
‘Derhal buyruk ver’ dedi.
‘Ordu kumandanı ile görüştüm ve bu buyruğu vermeyeceğim’ diye yineladım.
‘Ordu Kumandanı Ankara’dan gelen bildirileri dinlemiyor. Seninle sabah görüşeceğiz’ dedi.”
EGE’DE ÇARPIŞAN BİLDİRİLER
Saat sabaha karşı 05.00 sularında Ege Ordu Komutanlığı’nın darbe zıddı buyruğu darbecilerin denetimini ele geçirdiği Ankara’da bulunan Kara Kuvvetleri Harekât Merkezi’ne ulaştı. Ege’de darbeciler kaybediyordu.
Nihayet Ünlü anlatıyor:
“Kara Kuvvetleri Harekât Merkezi’nden o sırada ‘Ege Ordu Komutanlığı’nı dikkate almayın. Buradan gelen buyruklara uyun’ diye kelamda sıkıyönetim bildirisi geldi. Bildirinin altında darbeci Erhan Caha imzası bulunuyordu. Bu buyruğu de dikkate almadık. Ege Ordu Komutanlığı’na bağlılığımızı bildirdik.
Saat 05.30’da İzmir Kara Havacılık Okulu’ndaki 3 helikopterin olmadığı haberi geldi.
Memduh Hakbilen’in ‘Sabah görüşeceğiz’ tehdidi aklıma geldi. Helikopterlerin Tugaya gelme ihtimali üzerine makineli tüfekleri bir taarruza karşı hazırlattım.
Edremit, Burhaniye, Ayvalık ve Bergama’da tek bir asker dışarıya çıkmadı.
Tugayda hiç bir harekât olmadığını saat 06.00 sularında Ordu Kumandanına bildirdim.
Ordu Kumandanı ‘Atatürk’ün Tugayı bu biçimde olacak’ dedi. (19’uncu Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nda komuta ettiği 19. Piyade Tümeni’nin devamı kabul ediliyor.)”
TUTUKLULUK VE CEZAEVİ
Nihayet Ünlü, kelamda sıkıyönetim direktifinde nazaranvinin karşısında “devam” yazdığı için 18 Temmuz’da tutuklanarak Balıkesir Kepsut Cezaevi’ne gönderildi.
28 Eylül 2016’da Bandırma, 20 Ocak 2017’de Aliağa Cezaevi’ne nakledildi.
Aralık 2019’da istinaf savcısı beraatını istedi. Mahkeme tarafınca ağrılaştırılmış müebbet cezası onandı.
Temyiz edilen sonucu Yargıtay 31 Ekim’de bozdu ve tahliyesine karar verdi.
Duruşmalar esnasında Ege’de darbeye katılan en yüksek rütbeli durumundaki eski tümgeneral Memduh Hakbilen, “Hakkınızı helal edin” dedi.
TAHLİYE OLUNCA ANITKABİR’E GİTTİ
5 yıl, 8 ay, 15 gün daha sonra 31 Mart’ta tahliye edilen Nihayet Ünlü “Bugün vatana millete bağlılığımda hiç bir azalma yok” diyerek FETÖ’nün eli kanlı bir terör örgütü olduğunun ve ülkeye büyük ziyan verdiğinin altını çizdi.
31 Mart’ta akşam saatlerinde hücresine gelen bir infaz memurundan tahliye haberini alan Nihayet Ünlü o an yaşadıklarını şöyleki anlattı:
“İnfaz memuru tahliye edildiğim bilgisini verdi. Ben ‘nakil’ olarak anladım ve o denli bir talebim olmadığını söylemiş oldum. ‘Nakil değil, tahliye’ dedi. Odamı toparladım ve Aliağa’ya geçtim. Biletin telefonuma bildiri olarak geleceğini söylemiş olduler. Telefonum olmadığı için eşimin numarasını verdim. Bildiri eşime gidince inanamamış.
Otobüste bir adamdan ‘Ben cezaevinden yeni çıktım, eşime haber verebilir miyim’ diye telefonunu rica ettim. Eşime tahliye olduğumu söylemiş oldum. Sabah Ankara Otogar’da eşim, oğlum ve kızım karşıladı.
Ankara’ya gidince meskende kahvaltı yaptıktan daha sonra ailecek Anıtkabir’e gittik. Cezaevine girerken evlilik yüzüğümü eşime vermişler. Eşim Atatürk’ün huzurunda yüzüğümü bir daha taktı.”
Ersin Eroğlu