+++ Cygnus uzay aracı NG-18, 7 Kasım 2022’de 11:32 CET’de (05:32 EST) gemide Cellbox-3 deneyleriyle fırlatıldı +++
6 Kasım 2022’de 11:50 CET’de (yerel saatle 5:50), insansız Cygnus uzay aracı NG-18’in Virginia’daki (ABD) Wallops Island Cosmodrome’dan Uluslararası Uzay İstasyonu ISS’ye fırlatılması planlanıyor. Ayrıca gemide, “Cellbox-3” misyonuyla biyomedikal araştırmalar için Charité Berlin ve Goethe University Frankfurt’tan moleküler biyolojik deneyler var. Cellbox 3 proje yöneticisi Dr. Michael Becker, “Araştırma ekipleri, uzay koşullarının ve ağırlıksızlığın bağışıklık, sinir ve kas hücrelerinin davranışları üzerindeki etkisini araştırmak ve böylece insan vücudunun temel işlevlerini keşfetmek için deneyleri kullanmak istiyor.” DLR’de Alman Uzay Ajansı. “Sonuçlar, dünyadaki insanlar için ve aynı zamanda uzun vadeli astronot misyonları için bağışıklık hastalıklarına ve kas zayıflığına karşı etkili tedaviler geliştirmeye yardımcı olmalıdır.”
Biyolojik numuneler, biyolojik hücre kültürleri için toplam 18 özel deney konteynerinde ISS’ye taşınır. Bu mini laboratuvarların her biri sadece bir cep telefonu büyüklüğünde. Uzay istasyonuna ulaştıktan sonra, kaplar bir kuluçka tesisine kurulur. Bir santrifüj yardımıyla hücre örnekleri, ağırlıksız ve dünyadaki gibi normal yerçekimi koşullarında incelenebilir. Bu değişiklik, araştırmacıların hücre kültürleri üzerindeki farklı etkileri daha iyi tanımasına yardımcı olur. Deneyin süresi sadece beş gündür ve ardından numuneler sabitlenir. 3 Ocak 2023’te Cellbox konteynerleri, CRS-26 Dragon uzay kapsülü ile Dünya’ya dönecek ve ardından laboratuvarda incelenecek.
Sinir ve kas hücreleri ağırlıksızlıkta nasıl etkileşir?
Charité Berlin, NEMUCO deneyini kullanıyor (Hayırrve-benskle ortak-kültür) ağırlıksızlığın kas ve sinir hücreleri üzerindeki etkisi. Her şeyden önce, araştırmacılar sinir ve kas hücrelerinin etkileşimini ve iletişimini araştırmak istiyor. Kas-iskelet bozuklukları veya uzun süreli hareketsizlik, kaslar ve sinirler arasındaki bağlantıların yapısında ve işlevinde keskin bir düşüşe yol açar, bu da kas kütlesi ve dolayısıyla ince motor performansı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Farklı yerçekimi koşulları altındaki protein bileşimi ve düzeni, araştırmacılara kas kontrolünün arkasındaki moleküler mekanizmalar hakkında bilgi sağlar. Deneyden elde edilen bulgular, Dünya’daki insanlarda kas zayıflığı hastalıklarını tedavi etmek için daha etkili yöntemler geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Ağırlıksızlığın kemik iliği ve bağışıklık sistemi üzerindeki sonuçları nelerdir?
Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi Frankfurt, insan kemik iliğinin sferoid bir modeliyle SHAPE deneyinin bir parçası olarak doğuştan gelen bağışıklık sistemine yeni bakış açıları kazandırmayı umuyor. Bir sferoid, hücrelerin üç boyutlu bir düzenlemesidir. Araştırma ekibi, SHAPE (Spheroid Aggregation and Viability in Space) ile uzayda bu tür üç boyutlu hücresel sferoidlerin oluşumunu ve canlılığını ölçmek ve analiz etmek istiyor. Sonuçlar, patojenlere karşı doğuştan gelen bağışıklıktaki değişikliklerin daha iyi anlaşılmasını sağlar ve kemik iliğindeki kan oluşumundaki değişikliklerin (miyelopoez) moleküler nedenlerine yönelik daha yoğun araştırmalar için bir temel oluşturur.
Cellbox programı ile tıbbi araştırma
Mevcut Cellbox programı, ağırlıksızlıkta moleküler biyoloji ve tıbbi araştırmalara olanak sağlamak amacıyla 2011 yılında başlatıldı. Ekim 2011’de, Çin uzay istasyonu Shenzhou’ya SIMBOX göreviyle ilk numune kapları fırlatıldı. Gemide 17 biyolojik ve tıbbi deney vardı. Nisan 2014’te SpaceX-3, Cellbox-1 görevini iki deneyle Uluslararası Uzay İstasyonuna taşıdı. Kanser ve bağışıklık hücreleri ağırlıksız olarak incelendi. Cellbox-2, Aralık 2017’de ISS’de bağışıklık, sinir ve kanser hücrelerini araştırdı. Bu araştırmalar şu anda Celbox-3 ile devam ediyor.
Cellbox-3, bir donanım geliştiricisi olarak bilim adamlarının hazırlanmasından, görev planlamasından ve desteklenmesinden sorumlu olan Meckenbeuren’den start-up şirketi yuri GmbH tarafından desteklenmektedir. Cellbox-3, Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı’nın (BMWK) fonlarıyla Bonn’daki DLR’de Alman Uzay Ajansı adına yürütülüyor.
6 Kasım 2022’de 11:50 CET’de (yerel saatle 5:50), insansız Cygnus uzay aracı NG-18’in Virginia’daki (ABD) Wallops Island Cosmodrome’dan Uluslararası Uzay İstasyonu ISS’ye fırlatılması planlanıyor. Ayrıca gemide, “Cellbox-3” misyonuyla biyomedikal araştırmalar için Charité Berlin ve Goethe University Frankfurt’tan moleküler biyolojik deneyler var. Cellbox 3 proje yöneticisi Dr. Michael Becker, “Araştırma ekipleri, uzay koşullarının ve ağırlıksızlığın bağışıklık, sinir ve kas hücrelerinin davranışları üzerindeki etkisini araştırmak ve böylece insan vücudunun temel işlevlerini keşfetmek için deneyleri kullanmak istiyor.” DLR’de Alman Uzay Ajansı. “Sonuçlar, dünyadaki insanlar için ve aynı zamanda uzun vadeli astronot misyonları için bağışıklık hastalıklarına ve kas zayıflığına karşı etkili tedaviler geliştirmeye yardımcı olmalıdır.”
Biyolojik numuneler, biyolojik hücre kültürleri için toplam 18 özel deney konteynerinde ISS’ye taşınır. Bu mini laboratuvarların her biri sadece bir cep telefonu büyüklüğünde. Uzay istasyonuna ulaştıktan sonra, kaplar bir kuluçka tesisine kurulur. Bir santrifüj yardımıyla hücre örnekleri, ağırlıksız ve dünyadaki gibi normal yerçekimi koşullarında incelenebilir. Bu değişiklik, araştırmacıların hücre kültürleri üzerindeki farklı etkileri daha iyi tanımasına yardımcı olur. Deneyin süresi sadece beş gündür ve ardından numuneler sabitlenir. 3 Ocak 2023’te Cellbox konteynerleri, CRS-26 Dragon uzay kapsülü ile Dünya’ya dönecek ve ardından laboratuvarda incelenecek.
Sinir ve kas hücreleri ağırlıksızlıkta nasıl etkileşir?
Charité Berlin, NEMUCO deneyini kullanıyor (Hayırrve-benskle ortak-kültür) ağırlıksızlığın kas ve sinir hücreleri üzerindeki etkisi. Her şeyden önce, araştırmacılar sinir ve kas hücrelerinin etkileşimini ve iletişimini araştırmak istiyor. Kas-iskelet bozuklukları veya uzun süreli hareketsizlik, kaslar ve sinirler arasındaki bağlantıların yapısında ve işlevinde keskin bir düşüşe yol açar, bu da kas kütlesi ve dolayısıyla ince motor performansı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Farklı yerçekimi koşulları altındaki protein bileşimi ve düzeni, araştırmacılara kas kontrolünün arkasındaki moleküler mekanizmalar hakkında bilgi sağlar. Deneyden elde edilen bulgular, Dünya’daki insanlarda kas zayıflığı hastalıklarını tedavi etmek için daha etkili yöntemler geliştirmeye yardımcı olacaktır.
Ağırlıksızlığın kemik iliği ve bağışıklık sistemi üzerindeki sonuçları nelerdir?
Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi Frankfurt, insan kemik iliğinin sferoid bir modeliyle SHAPE deneyinin bir parçası olarak doğuştan gelen bağışıklık sistemine yeni bakış açıları kazandırmayı umuyor. Bir sferoid, hücrelerin üç boyutlu bir düzenlemesidir. Araştırma ekibi, SHAPE (Spheroid Aggregation and Viability in Space) ile uzayda bu tür üç boyutlu hücresel sferoidlerin oluşumunu ve canlılığını ölçmek ve analiz etmek istiyor. Sonuçlar, patojenlere karşı doğuştan gelen bağışıklıktaki değişikliklerin daha iyi anlaşılmasını sağlar ve kemik iliğindeki kan oluşumundaki değişikliklerin (miyelopoez) moleküler nedenlerine yönelik daha yoğun araştırmalar için bir temel oluşturur.
Cellbox programı ile tıbbi araştırma
Mevcut Cellbox programı, ağırlıksızlıkta moleküler biyoloji ve tıbbi araştırmalara olanak sağlamak amacıyla 2011 yılında başlatıldı. Ekim 2011’de, Çin uzay istasyonu Shenzhou’ya SIMBOX göreviyle ilk numune kapları fırlatıldı. Gemide 17 biyolojik ve tıbbi deney vardı. Nisan 2014’te SpaceX-3, Cellbox-1 görevini iki deneyle Uluslararası Uzay İstasyonuna taşıdı. Kanser ve bağışıklık hücreleri ağırlıksız olarak incelendi. Cellbox-2, Aralık 2017’de ISS’de bağışıklık, sinir ve kanser hücrelerini araştırdı. Bu araştırmalar şu anda Celbox-3 ile devam ediyor.
Cellbox-3, bir donanım geliştiricisi olarak bilim adamlarının hazırlanmasından, görev planlamasından ve desteklenmesinden sorumlu olan Meckenbeuren’den start-up şirketi yuri GmbH tarafından desteklenmektedir. Cellbox-3, Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı’nın (BMWK) fonlarıyla Bonn’daki DLR’de Alman Uzay Ajansı adına yürütülüyor.