Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Gizem Gençyürek, “Tatlandırıcılar, şekere alternatif olarak üretilen, tıpkı ölçüdeki şekerden daha tatlı olan fakat daha az kalori bedeline sahiptir. Doğal ve yapay tatlandırıcılar biçiminde sınıflandırılır. İnsan sıhhatini olumsuz etkilemeyecek biçimde standartların belirlenmesiyle kalori muhtaçlığını dengelemek için yaygın olarak kullanılabilmektedir. Şeker yerine geçen ve tatlı tadı sağlayan bu unsurlar, kilo denetimi ve kan glikoz düzeyinin istikrarda tutulmasını sağlamak hedefiyle fazla kilo ve diyabet durumlarında sık tercih edilebiliyor” dedi.
Doğal tatlandırıcıların bitkilerden elde edildiğini ve asgarî seviyede sürece maruz kaldığını söz eden Diyetisyen Gizem Gençyürek, “Bal, hindistan cevizi şekeri, stevia, akçaağaç şurubu doğal tatlandırıcılara örnek olarak gösterebiliriz. Lakin doğal içerikli olsalar dahi beşerler tarafınca uzun müddet ve fazla ölçüde kullanmasının ziyanları mevcut. Yapay tatlandırıcılar ise sentetik olarak yüksek oranda sürece maruz kalarak üretilen unsurlar. Asesülfam-K, aspartam, sukraloz, sakkarin, neotam yapay tatlandırıcılara örnek olarak verebiliriz” diye ekldedi.
Birtakım hazır besin ürürnlerinin de tatlandırıcı içerebildiğini belirten Gençyürek, “Kuru karışımlar, sakızlar, pudingler, bisküvi, kahvaltılık gevrekler, çikolatalar, naneli şekerler, meyveli içecekler, düşük kalorili besinler, baklava, reçel, helva, sütlü tatlılar, konserve yiyecekler, gazlı içecekler, sakızlar, meyveli yoğurtlar, dondurmalar, diyabet eserleri, sportmen içecekleri ve ayrıyeten vitamin dayanakları ile öksürük şurupları da tatlandırıcı içerebiliyor” ayrıntılarını verdi.
Yapay tatlandırıcıların uzun periyodik kullanmasının tip 2 diyabet riskini artırdığını söyleyen Gençyürek, ‘İster doğal içerikli ister yapay içerikli olsun tüm tatlandırıcılar diyabet ve kilo denetimi durumlarında inançlı kullanım ile avantaj sağlarken uzun müddet ve denetimsiz kullanması maalesef metabolik bozukluklara niye olabiliyor. Yapılan çalışmalar kararında bu tatlandırıcıların bağırsak florasını patolojik olarak değiştirdiklerini, bu sebeple şeker metabolizmasında bozukluğa yol açtıklarını gösteriyor” diye konuştu.
Şekerden vazgeçemeyen lakin kilo vermek yahut kilo denetimi sağlamak isteyen kişilerin yapay tatlandırıcıları tercih edebileckelerini hatırlatan Gençyürek, kelamlarını şöyleki sonlandırdı:
“Yapay tatlandırıcıların fazlaca fazla kullanılması, kandaki insülin bedellerinin artmasına yol açar, ötürüsıyla yapay tatlandırıcılar kan şekerini etkileyebilir ve iştahın artmasına niye olabilir. hem de, pankreastan çok insülin salgılanması bedende yağ birikimine niye olabilir.”
Kaynak
Hibya Haber Ajansı
Doğal tatlandırıcıların bitkilerden elde edildiğini ve asgarî seviyede sürece maruz kaldığını söz eden Diyetisyen Gizem Gençyürek, “Bal, hindistan cevizi şekeri, stevia, akçaağaç şurubu doğal tatlandırıcılara örnek olarak gösterebiliriz. Lakin doğal içerikli olsalar dahi beşerler tarafınca uzun müddet ve fazla ölçüde kullanmasının ziyanları mevcut. Yapay tatlandırıcılar ise sentetik olarak yüksek oranda sürece maruz kalarak üretilen unsurlar. Asesülfam-K, aspartam, sukraloz, sakkarin, neotam yapay tatlandırıcılara örnek olarak verebiliriz” diye ekldedi.
Birtakım hazır besin ürürnlerinin de tatlandırıcı içerebildiğini belirten Gençyürek, “Kuru karışımlar, sakızlar, pudingler, bisküvi, kahvaltılık gevrekler, çikolatalar, naneli şekerler, meyveli içecekler, düşük kalorili besinler, baklava, reçel, helva, sütlü tatlılar, konserve yiyecekler, gazlı içecekler, sakızlar, meyveli yoğurtlar, dondurmalar, diyabet eserleri, sportmen içecekleri ve ayrıyeten vitamin dayanakları ile öksürük şurupları da tatlandırıcı içerebiliyor” ayrıntılarını verdi.
Yapay tatlandırıcıların uzun periyodik kullanmasının tip 2 diyabet riskini artırdığını söyleyen Gençyürek, ‘İster doğal içerikli ister yapay içerikli olsun tüm tatlandırıcılar diyabet ve kilo denetimi durumlarında inançlı kullanım ile avantaj sağlarken uzun müddet ve denetimsiz kullanması maalesef metabolik bozukluklara niye olabiliyor. Yapılan çalışmalar kararında bu tatlandırıcıların bağırsak florasını patolojik olarak değiştirdiklerini, bu sebeple şeker metabolizmasında bozukluğa yol açtıklarını gösteriyor” diye konuştu.
Şekerden vazgeçemeyen lakin kilo vermek yahut kilo denetimi sağlamak isteyen kişilerin yapay tatlandırıcıları tercih edebileckelerini hatırlatan Gençyürek, kelamlarını şöyleki sonlandırdı:
“Yapay tatlandırıcıların fazlaca fazla kullanılması, kandaki insülin bedellerinin artmasına yol açar, ötürüsıyla yapay tatlandırıcılar kan şekerini etkileyebilir ve iştahın artmasına niye olabilir. hem de, pankreastan çok insülin salgılanması bedende yağ birikimine niye olabilir.”
Kaynak
Hibya Haber Ajansı