Kime Kelepçe Takılmaz ?

Deniz

New member
Kime Kelepçe Takılmaz?

Kelepçe, bir kişinin ellerinin veya bileklerinin birbirine bağlanması için kullanılan, genellikle polis veya güvenlik güçleri tarafından suçluların veya şüphelilerin tutuklanması sırasında uygulanan bir güvenlik aracıdır. Ancak kelepçe takılabilecek ve takılmayacak kişiler arasında çeşitli hukuki, etik ve pratik farklar bulunmaktadır. Bu yazıda, kelepçenin kimlere takılmaması gerektiği üzerine çeşitli açılardan sorular soracak ve bu sorulara cevaplar vereceğiz.

Kelepçe Takılmaması Gereken Kişiler Kimlerdir?

Kelepçe takılmaması gereken kişiler, genellikle hukukun koruduğu, bireysel haklarının ihlal edilmemesi gereken, ya da özel durumları nedeniyle kelepçenin uygulanmasının insan haklarına aykırı olacağı kişiler olarak tanımlanabilir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve uluslararası sözleşmelerde, kişilerin özgürlüklerinin ve güvenliklerinin korunması gerektiği belirtilmiştir. Kelepçe takılmaması gereken kişileri aşağıdaki başlıklar altında daha ayrıntılı bir şekilde inceleyebiliriz.

1. Suçsuz Olan Kişiler

Bir kişinin suçlu olmadığı ispatlanmadan, ona kelepçe takılması hukuken doğru değildir. Kelepçe, suçluluk durumuna göre değil, tutuklama veya gözaltı işlemi için kullanılan bir araçtır. Suçsuzluk karinesi, kişinin suçlu olduğu kanıtlanana kadar masum sayılmasını ifade eder. Bu nedenle, sadece şüpheli sıfatı taşıyan bir kişiye kelepçe takmak, suçsuz olduğuna dair varsayıma dayalı bir hukuksuzluk olabilir.

2. Çocuklar ve Gençler

Çocuklara ve gençlere kelepçe takılması, bir kişinin yaşı, fiziksel gelişimi ve psikolojik durumu göz önüne alındığında, aşırı ve orantısız bir güç kullanımı olabilir. Birçok hukuk sistemi, çocukların suçu işlemeleri durumunda, onlara yönelik cezai işlemleri mümkün olduğunca azami derecede rehabilite edici tutarak uygulamayı tercih eder. Kelepçe, çocuklar üzerinde travmatik etkilere yol açabileceği için, çoğu ülkede, çocuklar için kelepçe takılmaması gerektiği konusunda güçlü bir görüş birliği vardır.

3. Fiziksel ve Zihinsel Engelli Kişiler

Fiziksel veya zihinsel engelli bireylerin, kelepçe gibi güvenlik önlemlerine tabi tutulması, onların insan haklarıyla çelişebilir. Özellikle engelli bireylerin, fiziksel veya zihinsel durumu göz önünde bulundurulduğunda, kelepçenin uygulanması sağlıklarına zarar verebilir ve psikolojik olarak ciddi travmalara yol açabilir. Uluslararası insan hakları normları ve çeşitli yasal düzenlemeler, engelli bireylerin haklarını korumak adına bu tür uygulamalara karşı duyarlı bir yaklaşımı teşvik etmektedir.

4. Hamile Kadınlar

Hamilelik, kadınların fiziksel ve psikolojik olarak hassas bir dönemidir. Hamile kadınlara kelepçe takmak, hem fiziksel olarak rahatsızlık verici hem de psikolojik açıdan travmatik olabilir. Hamilelik, vücudun belirli değişikliklere uğradığı, metabolizma ve dolaşım sisteminin farklı şekilde çalıştığı bir dönemdir. Bu nedenle, hamile bir kadına kelepçe takılmadan önce onun sağlık durumu dikkatlice değerlendirilmelidir. Ayrıca, kelepçenin fetüs üzerindeki olası olumsuz etkileri de göz önünde bulundurulmalıdır.

5. Yaşlı ve Hastalar

Yaşlı bireylerin, özellikle de fiziksel veya zihinsel hastalıkları bulunan kişilerin kelepçe ile bağlanması, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yaşlılık, birçok fiziksel ve zihinsel bozukluğun daha yaygın olduğu bir dönemdir. Yaşlı bireylerin özgürlüklerinin kısıtlanması, onların sağlığını daha da tehlikeye sokabilir. Ayrıca, yaşlı bireylerin fiziksel yetersizlikleri göz önünde bulundurulduğunda, kelepçenin uygulanması da onların durumunu daha da zorlaştırabilir.

6. Tutuklama veya Gözaltı Durumu Olmayan Kişiler

Kelepçe, yalnızca bir kişinin tutuklanması veya gözaltına alınması gerektiğinde uygulanan bir yöntemdir. Şüpheli bir kişi suç işlediği konusunda makul bir şüphe oluşturmadıkça, sadece kişi üzerinde kontrol sağlamak amacıyla kelepçe takmak hukuka aykırıdır. Özellikle masumiyet karinesi gereği, suçlu olup olmadığını anlamadan bir kişiye kelepçe takmak, sadece tutuklanmış olması gerekmeden kelepçe takmanın anayasal ve uluslararası hukuk ilkeleriyle çeliştiği anlamına gelir.

Kelepçe Takılmasının Sınırları Nelerdir?

Kelepçe takılmasının hukuki sınırları, ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de, temel olarak, insan hakları, özgürlük ve güvenlik haklarına saygı gösterilmesi esastır. Kelepçenin takılma amacı, suçlu bir kişinin kaçmasını engellemek, güvenliği sağlamak ve kamu düzenini korumaktır. Ancak, bu amacı aşan, kişinin onurunu zedeleyen veya gereksiz yere vücuda zarar veren durumlar, kelepçenin kötüye kullanılması olarak kabul edilir.

Kelepçe Takmanın Etkileri Nelerdir?

Kelepçe, her ne kadar güvenlik amacıyla kullanılsa da, takıldığı kişi üzerinde ciddi fiziksel ve psikolojik etkiler yaratabilir. Fiziksel açıdan, kelepçenin bileklerde ağrıya, morarmaya, sinir sıkışmasına ve kan dolaşımının bozulmasına yol açması mümkündür. Psikolojik olarak ise, kelepçe takmak kişiyi aşağılanmış, güçsüz ve savunmasız hissettirebilir. Bu tür psikolojik etkiler, özellikle suçlu olmayan bir kişiye kelepçe takıldığında daha da belirginleşir. Ayrıca, suçlular üzerinde de kelepçenin uygulandığı süre boyunca psikolojik baskı yaratabilir.

Sonuç

Kelepçe, yalnızca suçlu bir kişiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda hukuken belirli koşullar altında bir aracı kullanma biçimidir. Ancak kelepçenin kimlere takılacağı konusunda dikkat edilmesi gereken pek çok insani, hukuki ve etik açıdan önemli husus bulunmaktadır. Kelepçe, suçu işleyen, kaçma riski taşıyan veya toplumu tehlikeye sokan kişilere yönelik olarak bir güvenlik önlemi olarak uygulanabilir. Ancak, suçlu olmayan, çocuk, engelli, hamile kadın veya hasta kişiler gibi gruplara kelepçe takmak, bir hak ihlali anlamına gelebilir ve genellikle kabul edilmez. Kelepçenin kullanımındaki sınırlar, insan hakları, adalet ve vicdan temellerine dayalı olarak dikkatlice belirlenmelidir.