Seçkin Şenvardar – Yapımcılığını Polat Yağcı’nın üstlendiği, Şafak Sezer’in yazıp, bununla birlikte başrolünü oynadığı ‘Kutsal Damacana’nın son sineması ‘Kutsal Damacana 4’, geçtiğimiz cuma vizyona girdi. Senaryosunu Kamuran Süner’in yazdığı, Poll Films etiketli projenin direktör koltuğunda ise Kamil Çetin oturuyor. ‘Kutsal Damacana 4’ün oyuncuları Şafak Sezer, Erhan Yazıcıoğlu ve Ersin Korkut, Milliyet CADDE okuyucuları için sorularımız cevapladı.
‘TELEVİZYON SEVDİĞİM MECRA DEĞİL’
Papaz Fikret karakteriyle ‘Kutsal Damacana 4’te maceraya kaldığı yerden devam eden Şafak Sezer, seyircinin kendisini gerçek hayatta da Fikret üzere gördüğünü ve bu niçinle değişik durumlar yaşadığını itiraf etti.
Çekimler nasıl geçti?
Seride en erken biten bu oldu. Zira tekniği hazırdı ve senaryonun da altı aydır üzerinde çalışılıyordu. Yalnızca animasyon süreçleri biraz uzun sürdü. Bu bizim Kamil Çetin’le üçüncü işimiz. Evvel birlikte geziyoruz ve o bana bütün her şeyin fotoğrafını döküyor. O yüzden çalışmalarımız da pratik oluyor.
Sokakta nasıl reaksiyon alıyorsunuz?
Benim derdim seyirciyi o role inandırmak. Lakin seyirci de beni bu sefer o kişi sanıyor. Olağanda, sokakta dolaşırken hayli mizah yapan biri değilim. Ben de herkes üzere ay sonu gelince fatura sıkıntısına düşüyorum. kimi vakit, ‘Şafak tartıştı’ haberleri okuyorsunuz. Adam koşarak yanıma geliyor, ben telefonla konuşuyorum, ‘Hedef ben miyim Tayfun?’ diyor. Orada gerilime giriyorum. Zira kıymetli bir husus konuşuyor oluyorum. O denli hani, üzerime altınlar, dolar’lar yağmıyor ki benim…
Son devirde birfazlaca komedyenin projelerini dijital platformlara vermesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Onlar kendi kararlarını alıp veren oyuncular. Kendileri yazıp, yönetiyorlar, kendi imal şirketleri var… Sonuçta baktığınızda sinema da dijital platform da ticari. O denli uygun görüyorlar. Pandemide sinema seyirci sayısı düzgünce düştü. Bizim tek kaygımız, birlikte gülüp, eğlenmek. Sinemadan keyif alan biriyim. Kim bilir, tahminen de altı ay daha sonra biz de oralarda olacağız. Güldürüde birlikte gülmek fazlaca değerli.
bu biçimde bir devirde sinemayı risk olarak görüyor musunuz?
Ben iş insanı değilim, oyuncuyum. Tek derdim sinemaya iş yapmak. Birebiri birlikte yola çıktığımızda Polat Yağcı’ya anlattım. O yüzden iki yıl bekledik. Bu Polat’ın riske girdiği kısım. Sonuçta o da ben de kazanmayı istiyoruz. Sinemaya iş yapıyorsan çıkarın izleyicidendir. Ve kaygımız pandemide kaybedilen sinema izleyicisini bir daha kazanmak, salonları yine eskisi üzere doldurmak.
Gişede rekor beklentiniz var mı?
“Öyle bir şey yok” diyemem. Benim projelerimde gişe rekorunda çok şöyleki bir durum var, üretimlerdeki konuşmalar dışarıda senelerca kullanılıyor. Replikler senelerca sürüp, gidiyor. Diyalog işi zordur ve biz o işte garantiyiz. Adam konuşturmakta üstümüze yoktur evelallah.
‘Bip yemek istemiyoruz’
Argo sözler hakkında neler düşünüyorsunuz?
Eğer senaryoda örneğin dört kere ‘Lan’ demişsek, onu iki sefer kullanıyoruz. Zira vizydaha sonrasında televizyonda yayınlandığında ‘Bip’ yemek istemiyoruz. Fakat kimi vakit kaide oluyor. (Gülerek)
niçin uzun müddettir dizi yapmıyorsunuz?
Benim televizyon maceram epeyce azdır. Sevdiğim bir mecra değil. Televizyonu o denli epeyce benimseyen biri değilim. Artık milyon dolar’lar verecekler de fakat o denli geçerim televizyon için kamera karşısına… bu biçimde garanti bir iş olursa, girerim.
‘ŞİKAYETİM VAR!’
Yapımda, konağın sahibi Cemil’i oynayan Erhan Yazıcıoğlu, sette herkesten hürmet gördüklerini söylemiş oldu.
Proje, ‘Yılın en argümanlı güldürü filmi’ sloganıyla vizyona girdi. Neler söyleyeceksiniz?
Gülmeye muhtaçlığı olanlara bilhassa tavsiye edilir. Bu orta insanlara ilaç üzere gelecek, unutulması gereken kötülükleri unutturacak. Son birkaç yıldır sinema salonlarından uzaklaşan sinemaseverleri, bir daha kazanmak istiyoruz.
Sizce Şafak Sezer’le çalışmak sıkıntı mu?
İlk kez çalıştık. hiç bir ziyanı olmayan biri. Grup de epeyce uygun ve çalışkandı. Bir şikayetim var o da şu, bana yaşlı muamelesi yaptılar. (Gülerek) Latife bir yana, epeyce saygılıydı bize karşı herkes. Vakti da epey hoş kullandık. Oyuncular için set ortamı çok hoş kurulmuştu.
‘GELENLERİN YÜZDE 99’U GÜLECEK’
Projede ikinci başrol Asım’ı oynayan Ersin Korkut, kendisine dramanın gitmediğinin altını çizdi.
Şafak Sezer’le gücünüz tutuyor mu?
Şafak Sezer’le sinema çekmek hakikaten çok eğlenceli. Onu fazlaca seviyorum. Bizim eskiye dayanan hukukumuz var ‘Vizontele’den. Ben ‘Vizontele’de set çalışanıydım. Artık Şafak Abi’den daha sonra, ikinci başrolü oynuyorum. Kendisi epeyce eğlenceli bir oyuncudur. Bu serinin devamı gelirse bir daha kendisiyle oynamak isterim.
İddialı mısınız bu sinemada?
Bence sinemaya gelenlerin yüzde 99’u gülecek. Pandemiden daha sonra sinema seyircisinde bir düşüş oldu. Zira kapalı yerler falan derken artık yavaş yavaş projeler vizyona giriyor. Konutta oturup, iş yapmazsak kesim geriler. Evet, iddialıyız lakin ne olursa olsun sinema yapmaya devam edeceğiz.
‘TELEVİZYON SEVDİĞİM MECRA DEĞİL’
Papaz Fikret karakteriyle ‘Kutsal Damacana 4’te maceraya kaldığı yerden devam eden Şafak Sezer, seyircinin kendisini gerçek hayatta da Fikret üzere gördüğünü ve bu niçinle değişik durumlar yaşadığını itiraf etti.
Çekimler nasıl geçti?
Seride en erken biten bu oldu. Zira tekniği hazırdı ve senaryonun da altı aydır üzerinde çalışılıyordu. Yalnızca animasyon süreçleri biraz uzun sürdü. Bu bizim Kamil Çetin’le üçüncü işimiz. Evvel birlikte geziyoruz ve o bana bütün her şeyin fotoğrafını döküyor. O yüzden çalışmalarımız da pratik oluyor.
Sokakta nasıl reaksiyon alıyorsunuz?
Benim derdim seyirciyi o role inandırmak. Lakin seyirci de beni bu sefer o kişi sanıyor. Olağanda, sokakta dolaşırken hayli mizah yapan biri değilim. Ben de herkes üzere ay sonu gelince fatura sıkıntısına düşüyorum. kimi vakit, ‘Şafak tartıştı’ haberleri okuyorsunuz. Adam koşarak yanıma geliyor, ben telefonla konuşuyorum, ‘Hedef ben miyim Tayfun?’ diyor. Orada gerilime giriyorum. Zira kıymetli bir husus konuşuyor oluyorum. O denli hani, üzerime altınlar, dolar’lar yağmıyor ki benim…
Son devirde birfazlaca komedyenin projelerini dijital platformlara vermesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Onlar kendi kararlarını alıp veren oyuncular. Kendileri yazıp, yönetiyorlar, kendi imal şirketleri var… Sonuçta baktığınızda sinema da dijital platform da ticari. O denli uygun görüyorlar. Pandemide sinema seyirci sayısı düzgünce düştü. Bizim tek kaygımız, birlikte gülüp, eğlenmek. Sinemadan keyif alan biriyim. Kim bilir, tahminen de altı ay daha sonra biz de oralarda olacağız. Güldürüde birlikte gülmek fazlaca değerli.
bu biçimde bir devirde sinemayı risk olarak görüyor musunuz?
Ben iş insanı değilim, oyuncuyum. Tek derdim sinemaya iş yapmak. Birebiri birlikte yola çıktığımızda Polat Yağcı’ya anlattım. O yüzden iki yıl bekledik. Bu Polat’ın riske girdiği kısım. Sonuçta o da ben de kazanmayı istiyoruz. Sinemaya iş yapıyorsan çıkarın izleyicidendir. Ve kaygımız pandemide kaybedilen sinema izleyicisini bir daha kazanmak, salonları yine eskisi üzere doldurmak.
Gişede rekor beklentiniz var mı?
“Öyle bir şey yok” diyemem. Benim projelerimde gişe rekorunda çok şöyleki bir durum var, üretimlerdeki konuşmalar dışarıda senelerca kullanılıyor. Replikler senelerca sürüp, gidiyor. Diyalog işi zordur ve biz o işte garantiyiz. Adam konuşturmakta üstümüze yoktur evelallah.
‘Bip yemek istemiyoruz’
Argo sözler hakkında neler düşünüyorsunuz?
Eğer senaryoda örneğin dört kere ‘Lan’ demişsek, onu iki sefer kullanıyoruz. Zira vizydaha sonrasında televizyonda yayınlandığında ‘Bip’ yemek istemiyoruz. Fakat kimi vakit kaide oluyor. (Gülerek)
niçin uzun müddettir dizi yapmıyorsunuz?
Benim televizyon maceram epeyce azdır. Sevdiğim bir mecra değil. Televizyonu o denli epeyce benimseyen biri değilim. Artık milyon dolar’lar verecekler de fakat o denli geçerim televizyon için kamera karşısına… bu biçimde garanti bir iş olursa, girerim.
‘ŞİKAYETİM VAR!’
Yapımda, konağın sahibi Cemil’i oynayan Erhan Yazıcıoğlu, sette herkesten hürmet gördüklerini söylemiş oldu.
Proje, ‘Yılın en argümanlı güldürü filmi’ sloganıyla vizyona girdi. Neler söyleyeceksiniz?
Gülmeye muhtaçlığı olanlara bilhassa tavsiye edilir. Bu orta insanlara ilaç üzere gelecek, unutulması gereken kötülükleri unutturacak. Son birkaç yıldır sinema salonlarından uzaklaşan sinemaseverleri, bir daha kazanmak istiyoruz.
Sizce Şafak Sezer’le çalışmak sıkıntı mu?
İlk kez çalıştık. hiç bir ziyanı olmayan biri. Grup de epeyce uygun ve çalışkandı. Bir şikayetim var o da şu, bana yaşlı muamelesi yaptılar. (Gülerek) Latife bir yana, epeyce saygılıydı bize karşı herkes. Vakti da epey hoş kullandık. Oyuncular için set ortamı çok hoş kurulmuştu.
‘GELENLERİN YÜZDE 99’U GÜLECEK’
Projede ikinci başrol Asım’ı oynayan Ersin Korkut, kendisine dramanın gitmediğinin altını çizdi.
Şafak Sezer’le gücünüz tutuyor mu?
Şafak Sezer’le sinema çekmek hakikaten çok eğlenceli. Onu fazlaca seviyorum. Bizim eskiye dayanan hukukumuz var ‘Vizontele’den. Ben ‘Vizontele’de set çalışanıydım. Artık Şafak Abi’den daha sonra, ikinci başrolü oynuyorum. Kendisi epeyce eğlenceli bir oyuncudur. Bu serinin devamı gelirse bir daha kendisiyle oynamak isterim.
İddialı mısınız bu sinemada?
Bence sinemaya gelenlerin yüzde 99’u gülecek. Pandemiden daha sonra sinema seyircisinde bir düşüş oldu. Zira kapalı yerler falan derken artık yavaş yavaş projeler vizyona giriyor. Konutta oturup, iş yapmazsak kesim geriler. Evet, iddialıyız lakin ne olursa olsun sinema yapmaya devam edeceğiz.