Artan bezelye yemeği nasıl değerlendirilir ?

Deniz

New member
Artan Bezelye Yemeği: Bir Aile Hikâyesi

Herkese merhaba, uzun zamandır buradayım ama bu defa bir hikâye paylaşmak istiyorum. Hepinizin günlük yaşamında karşılaştığı, bazen küçük ama önemli şeylere dair bir anlatı… Belki siz de daha önce aynı soruyu sormuşsunuzdur: Artan yemeklerle ne yapılır? İşte bu hikâye, bazen hayatın ne kadar basit ve tatlı olabileceğini, bazen ise bir yemek aracılığıyla duygularımızın nasıl şekil aldığını gösteriyor. Okurken kendinizi bulacağınızı düşünüyorum, merak etmeyin. Haydi, başlayalım!

İki Farklı Yaklaşım: Çözüm ve Empati

Geceyi hazırlıkla geçirmişti. Birkaç günlük yoğun iş temposundan sonra nihayet evine dönen Sedef, mutfakta beş çeşit yemek hazırlamış, bir o kadar da plan yapmıştı. Bezelye yemeği, özellikle annesinin tarifi, yıllardır sofralarına gelen bir lezzetti. Ama o akşam, fazlasıyla pişmişti; artan bezelye yemeği, her zaman olduğu gibi ona bir seçenek sunuyordu: Geriye kalanları ne yapmalı?

Sedef, bazen düşünüp tartan, duygusal kararlar vermekte zorlanmayan bir kadındı. Annelerinden gördükleri, aileden gelen o geleneksel "artıkları değerlendirme" düşüncesi aklındaydı. Oysa, mutfakta adeta bir mühendis gibi çalışan eşi Mert, işler bittiğinde fazlalıkların hemen çözülmesi gerektiğini düşünürdü.

Mert, çözüm odaklıydı. Yemeğin artanı, nasıl olursa olsun hemen yerini bulmalıydı. Hızlıca düşünür, çıkarımlar yapar ve çözüm üretirdi. Bezelye yemeğini ise farklı bir şekilde kullanmaya karar verdi: Bezelye köftesi. Çünkü ona göre, yemekler ya bir şekilde yok olmalı ya da yarın için başka bir şekilde hazırlanıp ertelenmeliydi.

Küçük Bir Anlaşmazlık: Kimseyi Kırmak İstemeyen Bir Duygu Dalgası

Sedef, artan bezelye yemeğini yemek yerine, bunun başka bir şekle dönüşmesini isteyen Mert’le aralarında kısa bir tartışma yaşadı. Ancak tartışma, hiç de büyük bir mesele değildi. Çünkü Sedef, sadece yemek değil, o günkü ruh halini de değerlendirmek istiyordu. Annesinin bezelye yemeği, ona ne kadar geçmişi hatırlatıyordu! Geçen hafta kaybolan çeyrek altının hüzünlü etkisi hala içindeydi. Annesinin elinin değdiği yemekler, ona ne çok şey anlatıyordu.

Mert, bu duygusal yönleri anlamıyordu. Onun için yemek, bir çözüm sürecinin parçasıydı. Yemek bittiğinde orada kalmamalıydı; ya taze bir yemek yapılmalı ya da bir plan yapılmalıydı. Mert, hiçbir artığın kaybolmasına gönlü razı gelmeyen bir adamdı ama Sedef’in gözlerindeki duyguyu anlamakta zorlanıyordu.

“Bezelye yemeği kalmış, ne yapalım?” diye soran Mert’e, Sedef yavaşça cevap verdi, “Annemin yaptığı gibi, biraz düşündüm. Belki sadece bu yemeği farklı şekilde sunmalıyız. Belki sadece senin tarifinle değil, biraz duygusal bir dokunuşla.”

Mert gülümsedi, aslında bunu anlıyordu ama başkalarının duygusal bakış açılarına pek yer bırakmak istemiyordu. Çünkü onun dünyasında duygular, aksiyonlardan sonra gelmeliydi.

Yemek ve Duyguların Buluşması: Bezelye Yemeği Farklı Bir Hale Geliyor

Sedef ve Mert sonunda uzlaştılar. Sedef, bezelye yemeğini biraz daha zenginleştirdi. Mert’in önerisiyle bezelye köftesi yaptı ama Sedef, bu köftelere annesinin yaptığı baharatları eklemeyi ihmal etmedi.

İki kişi farklı düşünse de yemek onların dilinden değil, kalplerinden konuşuyordu. Sedef, son bir dokunuşla mutfakta kendisini özel hissetti. Bezelye, geçmişin tadını bırakıyordu; Mert ise bu basit yemeği yeni bir keşfe dönüştürüyordu.

Akşam yemeği hazır olduğunda, Mert Sedef’e dönüp, “Fark ettin mi, yemek her zaman sadece bir lezzet değilmiş. Duygularımız da bu yemeğe katılıyor.” dedi. Sedef gülümsedi. "Evet, hayatın da böyle olması gerektiği gibi."

Bir Yorum: Hepimizin Farklı Bir Yolu Var

Forumdaşlar, bizlerin yemeklere ve artan yemeklere bakış açımızda ne kadar farklı olduğumuzu düşünüyorum. Kimimiz duygusal bağlarla, kimimiz çözüm arayışıyla yaklaşırız. Ama belki de ikisinin bir arada olması, en doğru yolu oluşturuyordur. Sedef ve Mert’in küçük hikâyesi, bize sadece yemeklerin değil, duygularımızın da hayatımıza ne kadar dokunduğunu hatırlatıyor. Artan bezelye yemeğiyle başladık ama işin aslı, paylaştıkça, empatiyi kattıkça daha güzel hale geliyor.

Siz nasıl değerlendiriyorsunuz artan yemekleri? Birlikte pişirdiğiniz yemeklerin anlamı sizin için ne?

Yorumlarınızı dört gözle bekliyorum!